top of page
  • Bensu Özdemir

TÜKETİCİ UYUŞMAZLIKLARINDA ZORUNLU ARABULUCULUK ŞARTI

6502 sayılı Tüketicinin Korunması Kanunu'na (“Tüketicinin Korunması Kanunu”), 7251 Sayılı Medeni Usul Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“Değişiklik Kanunu”) ile “Dava şartı olarak arabuluculuk” başlıklı 73/A maddesi eklenmiştir. Bu değişiklikle, tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda, arabuluculuk dava şartı olarak kabul edilmiştir.

Kural olarak, tüketici uyuşmazlıklarında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması artık dava şartıdır. Ancak, söz konusu hüküm, tüketici uyuşmazlıklarında zorunlu arabuluculuk şartının istisnalarını da düzenlemiştir. Buna göre, aşağıdaki istisna durumlarında arabuluculuk dava şartı değildir:

• Tüketici Hakem Heyeti’nin görevi kapsamındaki uyuşmazlıklar (10,390 TL'nin altındaki parasal talepleri içeren uyuşmazlıklar);

• Tüketici Hakem Heyeti kararlarına karşı yapılan itirazlar;


• Tüketicinin Korunması Kanunu’na aykırı bir durumun doğma tehlikesi olan hâllerde bunun önlenmesine veya durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir kararı alınması veya hukuka aykırı durumun tespiti, önlenmesi veya durdurulması amacıyla açılacak davalar;

• Satışa sunulan bir seri malın ayıplı olduğunun tespiti, üretiminin veya satışının durdurulması, ayıbın ortadan kaldırılması ve satış amacıyla elinde bulunduranlardan toplatılması amacıyla açılacak davalar;

• Tüketici işlemi mahiyetinde olan ve taşınmazın aynından doğan uyuşmazlıklar.

Öte yandan, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun ("Arabuluculuk Kanunu") hükümleri tüketici uyuşmazlıkları için de uygulanacaktır. Ancak, Arabuluculuk Kanunu’nun 18/(A-11) no’lu maddesi, tüketiciler aleyhine uygulanamayacaktır. Söz konusu madde, taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan tarafın davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulacağını ve ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilemeyeceğini düzenlemektedir. Aynı zamanda ilgili hüküm, her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılacağını da belirtmektedir. Ancak, Tüketicini Korunması Kanunu’na eklenen madde ile, tüketiciler haklı bir sebep olmaksızın ilk toplantıya katılmazlarsa ve ardından arabuluculuk başarısız olursa, yargılama giderlerinin toplam maliyetinden tüketici sorumlu olmayacaktır. Vekalet ücreti de tüketici lehine hükmedilebilecektir.

Ayrıca, tüketicinin ödemek zorunda olduğu arabuluculuk bedeli de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanacaktır.

Yapılan bu düzenleme ile, tüketicilerin özellikle parasal değeri belirlenen limitin üzerinde olması durumunda öncelikle arabuluculuğa başvurmaya dikkat etmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde, açılan davalar dava şartı yokluğundan reddedilecektir.

106 views0 comments
bottom of page