top of page
osabanci

Sinema Eserlerinde İcracı Sanatçıların Bağlantılı Hakları



5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ("FSEK") uyarınca korunan eser türlerinden biri olan sinema eserleri “her çeşit eşsiz, bilimsel, öğretici veya teknik mahiyette olan veya günlük olayları tespit eden filmler veya sinema filmleri gibi, tespit edildiği materyale bakılmaksızın, elektronik veya mekanik veya benzeri araçlarla gösterilebilen, sesli veya sessiz, birbiriyle ilişkili hareketli görüntüler dizisidir.” şeklinde tanımlanmaktadır.


FSEK uyarınca ortaya çıkarılan bir ürünün sinema eseri olarak kabul edilmesi ve koruma sağlanması için o eserin i) hususiyet, ii) belli bir düzeye kadar tamamlanmış olma ve iii) hareketli görüntüler dizisine sahip olma şartlarını taşımalıdır. Bu şartları sağlayan bir eser, FSEK uyarınca sinema eseri kapsamında tanınan korumadan ve haklardan yararlanabilecektir.


Eser sahibi, eseri meydana getiren kişidir ve bu kapsamda telif haklarının sahibidir. Sinema eserlerinde genellikle eser sahibi tek bir kişi olmayıp, yönetmen, senaryo yazarı, besteci, kostümcü, kameraman gibi birden çok kişinin katkısı bulunmaktadır. Farklı alanlarda ve birden çok kişinin yaratıcı katılımıyla ortaya gelen sinema eserlerinde tek bir kişinin eser sahibi ve/veya hak sahibi olarak belirlenmesi doğru bir yol olarak kabul edilmemektedir. Bu nedenle, sinema eserinin meydana getirilmesinde çalışan veya görev alan çeşitli kişilerin birlikte bir eser sahipliği söz konusu olacaktır.


Sinema eserinin meydana gelmesinde eser sahibi ve/veya birlikte eser sahiplerinin yanı sıra eserin sahibinden başka eserin kamuoyuna ulaşmasını sağlayan kişi ve kuruluşların hakları ve bu hakların FSEK uyarınca korunması da söz konusudur. İcracı sanatçılar, radyo ve televizyon kuruluşları/yayın kuruluşları ve film yapımcıları “bağlantılı hak sahipleri” olarak kabul edilmektedir. Eser sahibinin hakları ile bağlantılı haklar “eser sahibinin haklarına komşu haklar” ve “film yapımcılarının haklarından” oluşmaktadır. Komşu haklar kapsamında icracı sanatçılara birtakım haklar tanınmıştır.


Bir fikir ve sanat eserini özgün biçimde yorumlayan, tanıtan, anlatan, söyleyen, çalan ve çeşitli biçimlerde icra eden gerçek kişiler icracı sanatçı olarak kabul edilmektedir. İcracı sanatçı eseri meydana getirmez ve aslında aracılık görevi görmektedir. Meydana getirilen eserin özgün bir icra ortaya koyarak o eserin kamuya yayılmasına hizmet etmektedir.


Yargıtay kararlarında, icracı sanatçının bağlantılı hak sahibi sayılarak, belirli korumaya sahip olması için icranın özgün bir biçimde ifade edilmesi koşulu öngörülmektedir. Bu husus, “icranın “özgün bir biçimde” ifa edilmesidir. Bu bakımdan, bir sinema eserinde rol alan kişilerin icracı sanatçı sıfatını kazanıp kazanamayacakları hususu Yargıtay 11. HD. 18/02/2017 tarihli 2016/5259 E. ve 2017/7348 sayılı kararında “bu eserde rol alan kişilerin asıl ya da yardımcı oyuncu olup olmadıklarından ziyade icranın “özgün bir biçimde” gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği dikkate alınarak” şeklinde açıklanmaktadır.


İcracı sanatçı bir bakıma sarf ettiği fikri çalışma ile eserin yaratılmasına ve meydana getirilmesine değil, yayılmasına hizmet etmektedir. Bu kapsamda eserin yayılmasına aracılık eden ve özgün bir icra ortaya koyan icracı sanatçının, aynı eser sahibinin olduğu gibi FSEK uyarınca korunan hakları bulunmaktadır. İcracı sanatçıya tanınan bu haklar özetle aşağıda sayılmaktadır.

  • İcraları ile ilgili olarak icranın sahibi olarak tanıtılmalarını isteme ve kendi itibarlarını zedeleyecek şekilde icraların tahrifini önleme hakkı,

  • İcranın tespiti, bu tespitin çoğaltılmasına, satılmasına, dağıtılmasına, kiralanmasına ve ödünç verilmesine, işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletimine ve yeniden iletimine ve temsiline izin verme veya yasaklama hakkı,

  • Yurt içinde henüz satışa çıkmamış veya başka yollarla dağıtılmamış tespit edilmiş icralarının, aslı veya çoğaltılmış nüshalarının satış yoluyla veya diğer yollarla dağıtılması hususunda izin verme veya yasaklama hakkı,

  • Tespit edilmiş icrasının veya çoğaltılmış nüshalarının satışı veya diğer biçimlerde umuma dağıtımına veya sunulmasına ve gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda icrasına ulaşılmasını sağlamak suretiyle umuma iletimine izin verme veya yasaklama hakkı,

  • Haklarını uygun bir bedel karşılığında sözleşme ile yapımcıya devredebilme hakkı,

Manevi hakların devri söz konusu olmayacağından icracı sanatçının manevi haklarının devri de söz konusu değildir. Yapımcıya yalnızca bu hakların kullanım yetkisini devredebilecektir. İcracı sanatçıya ait olan mali hakların ise, devri mümkündür ve icracı sanatçı bu hakları malvarlığından çıkarabilir, devredebilir.


FSEK madde 48 uyarınca taraflar eser üzerindeki mali haklara ilişkin yapılacak sözleşmeleri yer, süre ve içerik bakımından sınırlı veya sınırsız bir şekilde yapabilmektedirler. Bu madde bağlantılı hak sahibi kabul edilen icracı sanatçılar için de uygulama alanı bulmaktadır. Bu kapsamda, icracı sanatçı yapacağı sözleşmelerde mali hakların devrini, şeklini ve süresini dilediği gibi belirleyebilmektedir. Ancak uygulamada, çoğunlukla icracı sanatçıların mali hakların herhangi bir sınırlama olmadan yapımcıya devredildiğine rastlanmaktadır. Bu şekilde de sinema yapımcısı, söz konusu sinema eseri üzerindeki bütün işlemleri ve tasarrufları tek başına yapabilmektedir. Belirtmek gerekir ki icracı sanatçı tarafından verilen izin ve yapılan sözleşme FSEK madde 52 hükümlerine uygun şekilde yapılmalıdır. Mali haklara ilişkin yapılan sözleşme yazılı olmalı ve devredilen hakların ayrı ayrı gösterilmesi gerekmektedir.


İcracı sanatçıların bu hakları kazanabilmesi için söz konusu icrayı gerçekleştirmesi gerekmektedir. İcranın gerçekleştirilmesi için ise icracı sanatçının eser sahibinden onay alması gerekmektedir. Uygulamada sıklıkla karşılaşılan birden fazla kişinin eser sahibi olduğu durumlarda, her eser sahibinden ayrı izin alınması gerekmektedir. Eser sahibinin izin vermesi sonucunda, icracı sanatçı eser üzerinde aslen iktisap ettiği, mutlak haklara sahip olacaktır.


Eserin icrasında birden fazla icracı sanatçı olduğu durumlarda ise, icracı sanatçılar bu haklara birlikte sahip olurlar ve bu hakların kullanımına ilişkin aralarında herhangi bir kişiyi yetkili kılmadıkları sürece haklarını kural olarak birlikte kullanabilirler. Ancak, icracı sanatçıların haklarına tecavüz edildiği durumda, her bir icracı sanatçı tek başına hareket edebilecektir.


İcracı sanatçıların bağlantılı hakları, Komşu Haklar Yönetmeliği’nde de belirtildiği üzere, icranın ilk tespit edildiği tarihten başlayarak yetmiş (70) yıllık boyunca devam etmektedir. Eğer tespit yapılmamışsa yetmiş (70) yıllık bu süre icranın aleniyet kazandığı tarihten itibaren başlamaktadır.


FSEK uyarınca sayılan icracı sanatçının bağlantılı hakları yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan icracı sanatçılara uygulanmaktadır ve bu hükümler Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının yurtdışındaki icralarında da uygulanmaktadır. Bununla birlikte, icracı sanatçı hangi ülke vatandaşı olursa olsun eğer icra Türkiye sınırları içinde gerçekleşiyorsa, yine FSEK hükümlerine tabii olacaktır.


Eser sahibinin haklarının korunması için tanınan tecavüzün ref’i, tecavüzün men’i ve tazminat davalarına ilişkin hükümler, icracı sanatçılara tanınan bağlantılı hakların korunmasında da kullanılmaktadır.


Yazarlar: Hatice Ekici Tağa, Öykü Su Sabancı

22 views0 comments

Comments


bottom of page